Ana sayfa Edebiyat Sarmaşık

Sarmaşık

3063
0
PAYLAŞ

‘Gönlünün eşini bulan garip değildir ‘ der Neşet Ertaş.

Bir başıma o iki tarafı yeşilliklerle dolu yoldan geçerken bu cümleyi defalarca tekrar ettiğim gündüzlerin, karanlık gecelerine yürüdüm yalın ayak.

Her harf gönlümün virane odalarına takvim olmuş, her kelime aklımın bedbaht duvarlarına kazınmış. Her defasında en içten gülüşlerin ortasında, keskin ve ince bir sızıyla bu cümle dökülür tüm sofralarıma.

Yediğim tatsız yemeğin, içtiğim acı suyun, böldüğüm yarım ekmeğin; yanan ateşin, dönen pervanenin ve gece vakti çıkılan bir yolculuğun kadim noktası dur çizgisi, sus fısıltısı doğdu güneşimin ortasına.

Umut etmeyi unutmuş göz çizgilerimin, gülmeyi yeni yeni anımsamaya başlayan dudak kırışıklıklarımın, alnımdan akan sicim misali ter tomurcuklarının ahdi var hatıralarda.

Bahçedeki fidandan serpilmiş ulu çınar ağacının, rüzgarda sallanan gelinciklerin, uçuşan beyaz kelebeklerin ve çatlayan çorak toprakların susamışlığı/susmuşluğu var avuçlarımın arasında.

Gönlümün odacıklarında, haykırışlarımın en dipsiz kuyularında, kimsesizliğimin görünmez ufuklarında; kimse görmezken, bakmazken, duymazken, dokunmazken nice haykırışlarım var yer kabuğunun gökyüzüne uzanan sonsuzluğunda.

Ben yürürüm bulmağa doğru heybem boş, koşarım bomboş bomboş.

Ve sen:

Ey sarmaşık!

Sanırlar ki istemsizdir gittiğin yol. Herkesin aksine ben bilirim gönlünün eşinedir vardığın yol!