Ana sayfa Genel İlerlemenin İlk Adımı: Durmak

İlerlemenin İlk Adımı: Durmak

1806
0
PAYLAŞ

İçinde bulunduğumuz ‘modern zaman’ insanı inanılmaz bir hızda -insana fark ettirmeden- tüketiyor ve tüketmeye sevk ediyor. Hızı gittikçe artan bir çarkın içinde, insana kendine dönme fırsatı bırakmadan ilerliyor. Sürekli hız üzerine kurulu bu düzen içinde kendimizi dahi göremez hale geliyoruz. ” Ah kimselerin vakti yok/ Durup ince şeyleri anlamaya*” dizeleri üstümüze ne de güzel oturuyor.

Hele ki büyük şehirler… Hep bir koşuşturma, bir yarış içerisindeki insanlar en çok da kendilerine uzaklaşır. Sabahları otobüs durağına 10 dk yürürüm. Yanıbaşımdan sıklaşan adımlarıyla geçer insanlar. Kimi önüne dahi bakmaz, elindeki telefona bağlıdır gözleri. Her defasında hayret ederim o insanlara. Öyle bir haldeler ve farkında değiller ki… Sanki biri hepsini iplerle bağlamış da aynı yöne doğru çekiyor. En büyük nimete, akla, sahip insan ne zaman bu denli zincir vurdu kendine? Çokluk kuruntusu oyalayınca insan durmuyor ve neleri kaçırdığını görmüyor. Bu zamanın bizden çaldığı en büyük şey belki de bu, göremiyoruz.

Durmak, bildiğimizin aksine geri kalmak demek değildir. Durmak, farkına varmak, varlığın özüne kapı aralamaktır. Efendimiz(s.a.v) Hira’da durdu. Nitekim Allah(c.c) bizi günde beş defa durdurur. Rahmet günlerinde olduğumuz bu ayda oruç ile durdurur. Durdurur ki yolumuzdaki taşaları görelim, gönlümüzde biten dikenli otları bilelim. Çünkü dünyada durmadan kendine yürüyemez insan.

Farz edelim ki bir ülkeyi geziyorsunuz ama son sürat giden bir aracın içinde. Ne kadar görebilirsiniz o ülkenin güzelliklerini? Görmek, bilmek ve dahi anlamak için durmak ilk adımdır. Size en yakın yerde durun! Daha doğrusu kalbinize en yakın yerde…

*Gülten AKIN/İlkyaz

Fotoğraf: Erva Karacimşit

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here