Bu ay 29 çekmedi varsın çekmesin. Biz yazalım. 2018’in üçüncü ayına da bismillah dedik. Dönüp bakmaya dahi fırsat vermeyen zaman mefhumu değirmen misali öğüttükçe öğütüyor. Zihin sınırlarımız zamanı idrake epey zorlanıyor. Peş peşe günler,haftalar, aylar derken bir ömür ikindi vakti bir gölgelikte dinlenmeye dönüşüyor.
Kıymet bilmemekten yakınıyoruz. Zamanın, gençliğin, hayatın, imkânların… Yakınmalarımız dahi kayıptır esasen. Pişmanlıklar enerjimizin en büyük düşmanıdır. Dünü hatırlatır, bugün yapılacakların önüne taş koyar. Halbuki her an devam eden zaman çarkında bir yarıştayız. Birkaç adım geriye düşmek ile kaybetmeyiz, pes etmedikçe. Biraz da işin sırrını kaçırıyoruz sanki, bereket noktasını. Bereket bir tohum saçıp on fidan çıkması gibidir. Avuçlarımızdan kayarken zaman en çok berekete muhtacız herhalde. Bereket bulmak da kalplerimize yani niyetlerimize bakıyor. Bir denklem ile bulunduğumuz zaman içindeki niyetimiz eşittir bereketli zaman.
Efendimiz Aleyhisselam “Ameller niyetlere göredir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır.”(1) buyuruyor. Rabbimizden amellerimizi, işlerimizi kabul etmesini isteriz. İnsanlar nazarında büyüklük ölçü miktarları ile geçerli olsa da Rabbimiz katında sağlam niyet ile bir bine çıkıyor. İşte o sağlam niyet bereketin müjdecisi oluveriyor. Bunu sadece bilinen ibadetler namaz, oruç olarak düşünmeyip büyük bakmak gerek. Mümin her daim ibadet şuuruyla yaşadığından kitap okumasına başlarken dahi “Niyet ettim Allah rızası için kitap okumaya” diye niyet alır. Test mi çözecek “Niyet ettim Allah rızası için test çözmeye” der. Çünkü bize Rabbimiz En’am suresinin 162. Ayeti kerimesinde şunu buyuruyor: “De ki: Şüphesiz benim namazım, ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.”
Allah için bir hayata baş koyduysak hangi adım ibadet olmasın ?
